Özellikle yaz sonunda kadınlarda deride melanin pigmentinde artma ve eşit olmayan yoğunluklarda dağılma nedeniyle lekeler oluşabilmektedir. Bu lekelerin başlıca nedeni güneş olmakla birlikte hormonal dengesizlikler, doğum kontrol ilaçları gibi nedenlerle de leke oluşabilmektedir.
Ama ne yazıkki en bilinçsiz olduğumuz zamanlarda, özellikle çocukluk ve ergenlik çağlarında kontrolsüz güneş etkisine maruz kalarak en büyük darbeyi farkında olmadan bedenimize alıyoruz.
Leke yani pigmentasyon bozuklukları kırışıklık ve cilt yaşlanması gibi stress
ve endişe nedenidir. Deriye rengini veren melanosit hücreleri deriyi hasara uğratan
en önemliçevresel faktör olan Ultraviyole radyasyonu ile uyarılarak melanogenez yani
çillenmeyi başlatır.Aslında bu derinin Ultraviyole hasarına karşı kendini koruma
mekanizmasıdır. Tabi bu en basit anlamda cilt lekelenmesinin başlangıcı olarak
düşünülebilir. Diğer lekelenmeler arasında hamilelerde görülen Melazma, güneşe
bağlı yaşlılarda karşımıza sıkça çıkan Solar Lentigo , bazı cilt hastalıklarının tedavisinden sonra, akne, egzema allerjik reaksiyonlar, yanıklar, cerrahi girişimler kimyasal peeling lazer uygulamaları gibi tedavilerden sonra görülebilen
Post inflamatuar Hiperpigmentasyon vardır.
Tedavide başarı hastanın genetik yapısı, lekelerin yaşıyla, uygulanan tedavi yönteminin seçimiyle ve bunun gibi birçok parametreyle doğru orantılıdır. Tedavi derken çok önemli bir konunun altını tekrar çizmemiz lazım; her ne sebeple olursa olsun lekelenme problemi yaşayanlar eğer kendilerini ömür boyu güneşten korumazlarsa tekrar leke problemi yaşayacaklardır.
Onun için leke problemlerinde tedavi bir çözümdür fakat sorunun tamamen bitmesi manasına gelmemektedir. Genellikle kesin çözüm, kesin tedavi gibi yaklaşımlarla kişileri yanlış bilinçlendirme yapılmaması aksine sorunun en önemli parçasının insanın kendi davranışları olduğunun belirtilmesi lazımdır.
Tedavide
* Uygun bir güneşten koruyucu kremin düzenli kullanımını sağlamak.
* Renk açıcı ilaçlar kullanmak( C vitamini, retinoic asit,azelaic asit kojik asit, vb.)
* Kimyasal peeling ile glikolik asit, laktik asit, salisilik asit vb kullanılarak deride birikmiş ölü hücrelerin ve yüzeyel lekelerin soyulması sağlanıp, melanin dağılımı düzenlenip, üretiminin azalmasını sağlamak.
* Dermaabrasyon ve mikrodermaabrasyon cihazları ile derinin üs tabakalarının soyulması.
*Lazer tedavilerinde özellikle Q anahtarlı KTP, Ruby ve Alexandrite Nd-Yag başta olmak üzere kullanılır, son zamanlarda Thulium lazerde leke tedavileri için bir seçenek olmuştur. Tedaviler genellikle 1-3 ay arasında sonuç vermektedir. Özellikle sonbahar ve kış
aylarında yapılan tedaviler daha iyi sonuç vermektedir.